Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen ve küresel çapta yankı uyandıran yeni bir bilimsel çalışma, ultra işlenmiş gıdaların genç yetişkinler üzerindeki yıkıcı etkisini gözler önüne serdi.
Güney Kaliforniya Üniversitesi (USC) Keck Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar, dört yıl süren kapsamlı bir çalışmanın sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı.
Çalışma, günlük beslenme düzeninde bu tür gıdalara daha fazla yer veren 17-22 yaş aralığındaki genç yetişkinlerde, prediyabet geliştirme riskinin şaşırtıcı biçimde yüzde 64’e kadar yükseldiğini ortaya koydu. Aynı zamanda, vücudun glikozu düzenleme yeteneğindeki bozukluğun ise yüzde 56 oranında arttığı tespit edildi.
KÜRESEL UZMANLARDAN CİDDİ UYARILAR
Bu çarpıcı bulgular, dünya genelinde önde gelen halk sağlığı ve beslenme uzmanlarının endişelerini artırdı.
Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu Beslenme Bölümü Başkanı Dr. Frank Hu, yayımlanan sonuçlarla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Bu veri seti, modern diyet trendlerinin genç nüfusta metabolik sağlığı ne denli hızlı ve olumsuz etkilediğini gösteren güçlü bir kanıttır” ifade etti.
Dr. Hu, özellikle yaşlanma ile ilişkilendirilen metabolik sendrom ve tip 2 diyabet gibi kronik hastalıkların artık çok daha erken yaşlarda tezahür ettiğini vurguladı.
Cambridge Üniversitesi Biyoloji Bilimleri Okulu’ndan Bilişsel Nörobilim Profesörü Dr. Sir Clive Perry ise, ultra işlenmiş gıdaların sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda bilişsel gelişimi de tehdit ettiğini öne sürdü.
Dr. Perry, “Bu gıdaların yüksek şeker ve düşük lif içeriği, kan şekeri dalgalanmalarına yol açarak uzun vadede insülin direnci geliştirme mekanizmalarını hızlandırıyor. Bu durum, beyin sağlığı ve ruh hali düzenlemesi üzerinde de olumsuz tesirler oluşturdu” açıkladı.
ÇALIŞMANIN DETAYLARI VE BESLENME PROFİLLERİ
USC araştırmacıları, katılımcıların beslenme alışkanlıklarını NOVA sınıflandırması adı verilen uluslararası kabul görmüş bir sistemle değerlendirdi. Bu sistem, gıdaları işlenme derecelerine göre dört ana gruba ayırdı.
Dördüncü grup ise dondurulmuş pizzalar, hazır çorbalar, gazlı içecekler ve şekerli atıştırmalıklar gibi “ultra işlenmiş gıdaları” kapsıyor.
Çalışma, ultra işlenmiş gıdaları en yüksek düzeyde tüketen (toplam kalorinin yaklaşık %60’ı) gençlerin, en az tüketenlere göre (toplam kalorinin %20’sinden azı) glikoz metabolizması sorunları yaşama eğiliminin belirgin ölçüde yüksek olduğunu gözlemledi.
KÜRESEL BİR SORUNA İŞARET EDİLİYOR
Bu bulgular, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve diğer uluslararası kuruluşların uzun süredir dile getirdiği uyarıları destekler nitelikte.
DSÖ’ye bağlı Beslenme ve Gıda Güvenliği Bölümü’nden Dr. Maria Rodriguez, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gençlerin temel besin kaynaklarının giderek bu tür endüstriyel ürünlere kaymasıyla ilgili ciddi endişeler taşıdığını belirtti.
Dr. Rodriguez, “Kamusal politikalar, gıda etiketlemesi ve okul menüleri acilen yeniden düzenlenmelidir. Gençlerin gelecekteki sağlık yükünü hafifletmek için bu adımlar kritik öneme sahiptir” dedi.
Bilim dünyası, bu erken prediyabet vakalarının, ileride kalp damar hastalıkları ve nörodejeneratif bozukluklar gibi daha ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayacağı konusunda görüş birliğine vardı.