Küresel çapta yapılan son araştırmalar, kalp krizinin her zaman göğüste şiddetli bir baskıyla gelmediğini, aksine mide yanması veya sırt ağrısı gibi “basit” şikayetlerin ardına gizlendiğini ortaya koydu.
Halk arasında bilinen ve filmlerde sıkça resmedilen “göğsü tutarak yere yığılma” sahnesinin, gerçek hayattaki vakaların sadece bir kısmını yansıttığı bilimsel verilerle kanıtlandı.
Harvard Tıp Fakültesi tarafından yürütülen kapsamlı bir çalışma, kalp krizlerinin önemli bir bölümünün “Sessiz İskemi” olarak adlandırıldığını ve hastaların bu durumu fark etmeden yaşamlarına devam etmeye çalıştığını belgeledi. Uzmanlar, bu sinsi ilerleyişin tedavi şansını azalttığına dikkat çekti.
“MİDE EKŞİMESİ DEYİP GEÇMEYİN”
Harvard Tıp Fakültesi’ne bağlı Brigham ve Kadın Hastanesi Vasküler Hastalıklar Önleme Programı Direktörü Dr. Jorge Plutzky, hastaların yaşadığı en büyük yanılgının semptomları hafife almak olduğunu belirtti.
Dr. Plutzky, yaptığı açıklamada, “Pek çok hasta acil servise geldiğinde, yaşadıkları durumu ‘sadece yediğim bir şey dokundu’ ya da ‘basit bir mide ekşimesi’ diyerek açıkladı. Oysa bu his, kalbin oksijensiz kaldığının en net sinyaliydi” ifadelerini kullandı.
Plutzky, özellikle diyabet hastalarının sinir uçlarındaki hasar nedeniyle ağrıyı daha az hissettiklerini ve bu grubun “sessiz kalp krizi” riskine karşı çok daha savunmasız olduğunu aktardı.
KADINLARDA BELİRTİLER ÇOK DAHA FARKLI SEYRETTİ
Amerikan Kalp Derneği (AHA) gönüllü uzmanlarından ve NYU Langone Tıp Merkezi Kadın Sağlığı Merkezi Tıbbi Direktörü Dr. Nieca Goldberg ise araştırmasında cinsiyet faktörünün kritik rolüne değindi.
Goldberg, kadınlarda kalp krizi belirtilerinin erkeklere kıyasla çok daha belirsiz seyrettiğini raporladı.
Dr. Goldberg konuyla ilgili olarak, “Kadınlar genellikle göğüs ağrısı yerine, sanki ağır bir grip geçiriyormuşçasına aşırı yorgunluk, nefes darlığı, mide bulantısı veya çeneye vuran bir ağrı hissetti. Bu durum, teşhisin gecikmesine ve ne yazık ki kalp kasında kalıcı hasar oluşmasına neden oldu” şeklinde konuştu.
20 BİN KİŞİLİK DEV ÇALIŞMA GERÇEĞİ GÖSTERDİ
Circulation dergisinde yayımlanan ve yaklaşık 20 bin katılımcının verilerinin incelendiği bir başka araştırmada ise, elektrokardiyogram (EKG) sonuçları incelenen kişilerin %45’inin daha önce kalp krizi geçirdiği ancak bunu fark etmediği saptandı.
Araştırmacılar, bu “fark edilmeyen” krizlerin, fark edilen krizler kadar ölümcül risk taşıdığını ve uzun vadede kalp yetmezliğine zemin hazırladığını kaydetti.
Uzmanlar, özellikle sol kolda uyuşma, boyun ve çene hattında sebepsiz ağrı, soğuk terleme ve ani başlayan hazımsızlık hissinin asla göz ardı edilmemesi gerektiği konusunda birleşti.
Erken müdahalenin hayati önem taşıdığını belirten doktorlar, “Bedeninizin fısıltılarını duymamak, büyük bir gürültüyle yıkılmanıza neden olabilir” uyarısında bulundu.