Connect with us

GÜNDEM

Kurt Kocadı: Alaattin Çakıcı Bitiriliyor!

Kurt Kocadı Alaattin Çakıcı Bitiriliyor!

Türkiye’nin takvimi 10 Eylül 2024’ü gösteriyordu…
Hava sıradan, gün sıradandı. Sıradan olmayan tek şey, yaşanacak olan.

Kemal Çağlar Temel…
Kozmetik firmasının sahibi.
Her gün geldiği saatte gelmeyip 45 dakika geç ofise yürüdüğü o sabah…
Arkasında medikal maskeli bir saldırgan belirdi.

Üç el…

Temel yere yığıldı.
Sonra iki el daha.
Ve saldırgan, sanki sadece sabah yürüyüşüne çıkmış gibi soğukkanlı bir hızla uzaklaştı.

İstanbul’un orta yerinde bir infaz…
Filmlerde olur, romanlarda olur, ama bizde “günün ilk haberi” olur.


Peki mesele neydi?

Türkiye’nin yeraltı dünyası, son yılların en büyük dönüşümlerinden birini yaşıyor.
Haberlerde hep aynı cümle dönüp duruyor:

“Kurt kocadı, yeniler eskileri götürüyor.”

Bu cümleyle kastedilen kişi:
Alaattin Çakıcı.

Kimi haberlere göre hâlâ Türkiye’nin en güçlü isimlerinden…
Kimi haberlere göre gücünü “yeni nesil çeteler” ele geçiriyor.

Gerçek hangisi?
İşte o sorunun cevabı da bu suikastın gölgesinde aranıyor.


Alaattin Çakıcı’nın hikâyesi zaten Türkiye’nin son 40 yıllık karanlık tarihinin kısa özetidir.
Gültepe’den çıkar, sağ–sol çatışmalarının ortasında büyür, ailesi saldırıya uğrar, yaralı kurtulur…
Derin devlet iddialarıyla anılır, operasyonlara karıştığı söylenir, cezaevine girer çıkar, siyasete kadar uzanan ilişkiler ağıyla gündemden hiç düşmez.

Ve Türkiye’nin değişmeyen gerçeği şudur:

Devletle adı anılan bir mafya figürü, asla sadece bir mafya figürü değildir.
Bir dönem korunan, bir dönem hedef gösterilen, bir dönem yok sayılan…
Ama her dönem gündemde kalan bir fenomendir.


Gelelim 10 Eylül suikastına…

Adı hızla yayıldı:

Çakıcı’nın yeğeni vuruldu…
Sağ kolu infaz edildi…

Fakat sonra gerçek ortaya çıktı:

Kemal Çağlar Temel, Çakıcı’nın öz yeğeni değildi.
➤ Ancak kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, “iş ilişkileri vardı”, “bir dönem birlikte hareket ettikleri biliniyordu.”
➤ Hatta MHP Genel Merkezi’ndeki bir fotoğrafta Temel’in Çakıcı’nın yanında yer aldığı görülüyordu.

Yani ilişkileri ortadaydı, ama kan bağı yoktu.

Bu bile Türkiye’de haberin nasıl yayıldığını anlatmaya yetiyordu.


Saldırgan kimdi?

Güvenlik kamerası kayıtlarına göre genç bir adam…
Olay öncesi uzun süre binayı izliyor…
Olay anı milim şaşmıyor…
Kaçış için taksi ayarlanmış…

Yani amatör bir kavga değil, profesyonel bir infaz.

Bu yüzden soru şuydu:

Böyle bir operasyonu kim yapabilir?

İşte tam burada tablo daha da kararıyor.

Basına yansıyan bilgilere göre Temel, 2023 sonrasında başka bir çeteyle çalışmaya başlamıştı.
Alacak–verecek, güç mücadelesi, vaatler, ihanet…
Yeraltı dünyasının bilinen klasik formülü.

İddiaya göre:

➤ Yeni girdiği çeteyle sorunlar yaşadı.
➤ Başka bir gruptan destek istedi.
➤ Bu hamle onu hedef haline getirdi.
➤ Ve sonuç… 10 Eylül infazı.

Yani mesele “Çakıcı’ya mesaj” değil…
“Temel’in kendi yanlış bağlantılarının sonucu.”


Peki o halde şu meşhur cümle?
Kurt kocadı, yeniler eskileri götürüyor…

Evet, medya seviyor böyle dramatik cümleleri.

Ama yeraltı dünyasında işler öyle değildir.

Bugün 17 yaşındaki çocuklar motor sırtında, taksi içinde, kapüşon altından infaz yapıyor olabilir…
Ama onları yönlendiren güç, hâlâ yukarıdaki piramidin tepesidir.

Sokak çeteleri değişir.
İsimler değişir.
Figürler değişir.

Ama Türkiye’de yeraltı dünyasının üst katı, 40 yıldır aynı adlarla anılır.


Bu nedenle “Mafyayı genç çeteler bitiriyor” cümlesi romantik bir temenniden ibarettir.

Gerçek şudur:

Yeni çeteler, eski mafyanın bizzat kullandığı bir ara kademe.
Bir asansör gibi…
İş bittiğinde lider değiştirilir, çete kapatılır, yenisi kurulur.

Türkiye’nin yeraltı sistemi böyledir.
Bir dirençtir.
Bir devirdir.
Bir dönem kapanmaz, sadece sahne değişir.


Kemal Çağlar Temel’in ölümü, işte bu devrin içindeki bir yaprak dökümüdür.
Ne ilkidir, ne son olacaktır.

Ama bizi ilgilendiren, şu sorudur:

Bu ülkenin insanları, neden 40 yıldır aynı isimlerin gölgesinde yaşamak zorunda?

Siyaset değişiyor…
İktidarlar değişiyor…
Kurumlar değişiyor…
Ama yeraltı dünyasının isimleri, logoları, dilleri, raconu hiç değişmiyor.

Belki de asıl mesele budur.

Bir ülke, mafya isimleri değişmesin diye değil…
Mafyanın adı bile anılmasın diye yönetilir.

Ama Türkiye’de hep aynı soru soruluyor:

“Kurt kocadı mı?”

Ben de diyorum ki:

Bu kurtlar, yaşlandıkça değil…
Onlara bakan eller değiştikçe güç kaybeder.

Continue Reading
Advertisement Google News
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir