Connect with us

Spor

Kadıköy’ün Gizli Defteri: Tribünlerin Karanlık Savaşı

Kadıköy’ün Gizli Defteri Tribünlerin Karanlık Savaşı

Türkiye’de futbol bir spor değildir.
Bir kültür değil, bir eğlence hiç değildir.
Bu ülkede futbol bir savaş alanıdır; kazananı olmayan, kaybedeni çok olan bir savaş.
Ben de bu yazı dizisinde size bu savaşın en gizli, en görmezden gelinen, en kirli sayfalarını anlatacağım:

Tribünlerin yeraltı dünyası.

Bu dizinin merkezinde Fenerbahçe var, evet.
Ama peşinen söyleyeyim:
Bu yaşananlar sadece Fenerbahçe’ye ait değil.
Türkiye’deki her büyük kulübün tribünlerinde benzer yapılar var, benzer hesaplaşmalar var, benzer karanlık ilişkiler var.

Fakat son günlerde yaşanan Serhat Akın saldırısı, yıllardır biriktirilen o karanlık defteri yeniden açtı.
O yüzden ilk perde Fenerbahçe’de.


Serhat Akın: Bir Kurşun ve Fitilin Ateşlenişi

26 Eylül 2024…

Fenerbahçe’nin eski futbolcusu, taraftarın “Kadıköy boğası” diye bağrına bastığı Serhat Akın, YouTube programı sonrası stüdyo önünde silahlı saldırıya uğradı.
Motosikletli, yüzü maskeli iki kişinin bacağından vurduğu Akın, günlerdir aldığı tehditleri zaten dile getiriyordu:

“Satın alamayınca adam tuttular. Bir canım var, sokaklardan geldim!”

Bu saldırı sadece bir futbolcunun vurulması değildi.
Bu, yıllardır biriken bir hesaplaşmanın, tribünlerde sessizce yürüyen bir güç kavgasının artık gizlenemez hâle gelmesiydi.

Bu olay bizi 17 yıl öncesine, Türk spor tarihinin en karanlık başlangıçlarından birine götürüyor.


4 Şubat 2007: Kanlı Bir Tribünün İlk Kıvılcımı

Fenerbahçe – AZ Alkmaar maçının oynandığı o gece…
Tribünlerde bir kıpırdanma, bir öfke, bir tartışma.

Rakip taraftarla değil…
Aynı tribünün kendi içindeki gruplar arasında.

Sözlü başlayan tartışma bıçaklara dönüştü.
6 yaralı…
63 adet bıçak statta ele geçirildi.

UEFA kuralları gereği yayıncı kuruluş bu görüntüleri göstermedi.
Ama gösterilmeyen görüntüler Türkiye’de yıllarca sürecek bir rant savaşının başlangıcıydı.

Olayın arka planı günler sonra ortaya çıktı:

Dernek üzerinden gelen 300 bin doların paylaşım kavgası.
Sadece bir para meselesi değil; güç, otorite ve tribün hâkimiyeti meselesi.


2012: Aziz Yıldırım’ın Dönüşü ve Tribünlerin Ayrışması

Şike kumpası sonrası Aziz Yıldırım cezaevinden çıktı, kulübü yeniden toplamak için kolları sıvadı.
Tam o dönemde İstanbul Havalimanı’nda yaşanan bir karşılaşma her şeyi değiştirdi:

Yıldırım, tribün liderlerinden birinin yanında rakip takımın tribün liderini gördü.
“Bu işin kokusunu alın” dedi, araştırma talimatı verdi.

Bir gün sonra çıkan rapor, Fenerbahçe tribünlerini ikiye bölecek kadar ağırdı.

Kulüp desteği kesildi.
Kombineler iptal edildi.
Deplasman organizasyonları durduruldu.

Tribün lideri buna karşılık sokak dilini seçti, tribünde “istifa” çağrıları başladı.

O andan sonra artık tribünlerde sadece tezahürat yapılmıyor;
bir güç savaşı yaşanıyordu.


2013 – 2014: Çatışma Sokaklara Taşınıyor

Tribün liderlerinin ayrışması, kısa sürede grupların bölünmesine yol açtı.
Bir taraf kulübün desteğiyle büyüyor, diğeri dışlanıyor ama yalnız kalmıyordu.

Bu kez sahneye girenler yeraltı dünyasının bilinen isimleri oldu.
Bazıları tribünleri “iş alanı” olarak görmeye başladı:

  • Yüksek sayıda gencin olduğu bir kitle,
  • Kolay yönlendirilebilir bir yapı,
  • Bağış ve forma satışları,
  • Deplasman finansmanı,
  • Ve maalesef… uyuşturucu ile silah ticareti için verimli bir zemin.

Artık Kadıköy tribünleri bir tribün değildi.
Bir cepheydi.

Sopalı saldırılar, kalabalık linçler, stat dışı pusu girişimleri…
Derbi günleri kavga kaçınılmaz hâle geldi.

Polisin raporlarına bile yansıyan olaylar artık sadece “taraftar olayı” değildi;
organize grupların çatışmasıydı.


Bu Bölümün Son Sözü

Bu yazdıklarım, internetteki onlarca yılın haber arşivinden toplanmış, herkesin ulaşabileceği bilgiler.
Kimseye suç isnadında bulunmuyorum.
Ama kimsenin inkâr edemeyeceği bir gerçek var:

Türk futbolunun tribünleri artık sadece tribün değil.

Bir ekonomisi, bir yeraltı bağlantısı, bir güç dengesi olan ayrı bir dünya.
Ve bu dünyada yaşananlar, sahada oynanan futboldan daha tehlikeli.

Bu yazı dizisinin bu ilk bölümünde 2007–2014 arasındaki zemini anlattım.
İkinci bölüm çok daha sert olacak:

  • İlk silahlı saldırılar,
  • İlk cinayetler,
  • Tribün liderleri arasındaki suikast iddiaları,
  • Çetelerin resmen tribünlere yerleştiği dönem,
  • Serhat Akın saldırısına uzanan zincir.

Yakında yayımlayacağım.

Bu daha başlangıç.

Yazar: Burak Öztürk

Continue Reading
Advertisement Google News
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir