Yaklaşık 4.5 milyar yıl önce Dünya ile çarpıştığı ve bu dev çarpışmanın (Giant Impact) sonucu olarak Ay’ı oluşturduğu düşünülen varsayımsal gezegen Theia hakkındaki bilimsel sırlar, son araştırmalarla aydınlanmaya başladı.
Uzmanlar, Ay’ın oluşumunda kilit rol oynayan bu gök cisminin sadece bir ‘hayalet’ olmadığını, kalıntılarının önemli bir bölümünün halen gezegenimizin derinliklerinde bulunduğunu belirtti.
Arizona Üniversitesi’nden Dr. Qian Yuan liderliğindeki bir araştırma ekibi, Ay’ın oluşumu teorisi ile Dünya’nın mantosundaki Büyük Düşük Hızlı Bölgeler (LLSVP’ler) olarak bilinen gizemli yapıları ilişkilendiren çarpıcı bir hipotez ileri sürdü. Bu hipoteze göre, Afrika ve Pasifik Okyanusu’nun altında yer alan, normal mantodan daha yoğun ve sıcak olan LLSVP’ler, aslında Theia’nın gezegenimize gömülmüş parçalarıydı.
BİLİMSEL KANITLAR GÜÇLENİYOR
Bilim insanları, bu teoriyi destekleyen yeni kanıtlar elde etti. Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden (Caltech) gezegen bilimci Dr. Margarita Marin-Carbonne, Ay ve Dünya kayaları arasındaki izotopik farklılıkları inceleyen çalışmaların, Ay’ın Theia’nın büyük bir kısmını içerdiğini gösterdiğini, ancak Theia’nın kalıntılarının bir bölümünün de Dünya’nın yapısına karıştığının mantıksal bir sonuç olduğunu ifade etti.
Dr. Marin-Carbonne, “Theia’nın büyük çarpışmadan sağ kalan, erimeyen ve çekirdeğe inmek yerine mantoda kalan yoğun parçaları, LLSVP’leri meydana getirmiş olabilir” şeklinde konuştu.
Yale Üniversitesi’nden jeofizik profesörü Dr. Kanani K.M. Lee de bu hipotezin Dünya’nın iç yapısındaki jeokimyasal anomalileri açıklama potansiyeline dikkat çektiğini belirtti.
Dr. Lee, Ay’ın oluşumundaki materyalin yalnızca bir kısmının uzaya savrulduğunu, daha yoğun olan diğer kısmın ise Dünya’nın mantosunun alt katmanlarına battığını ve zamanla soğuyarak günümüzdeki LLSVP’leri oluşturduğunu kaydetti. Bu yeni görüşler, Ay’ın oluşum modelini yeniden şekillendirmeye başladı ve Ay’ı ortaya çıkaran dev çarpışmanın, yalnızca Ay’ı değil, aynı zamanda Dünya’nın iç jeokimyasını da kalıcı olarak etkilediğini ortaya koydu.